Boşanma davası nedir?
Türk Medeni Kanunu’nda yer alan boşanma sebeplerinden en az birisine dayanılarak açılan ve eşler arasındaki evliliğin mahkeme kararıyla sona erdirilmesini amaçlayan davalara boşanma davası denir.
Boşanma davası nasıl açılır?
Eşler arasındaki anlaşmazlık veya çeşitli sebepler ile evlilik birliğini sürdürmenin imkansızlaşması durumu akıllara hemen “Boşanma davası nasıl açılır?” sorusunu getiriyor. Bu konunun temeli Türk Medeni Kanunu’nun ikinci bölümündeki 161. Maddesi ve devamında boşanma başlığı altında düzenlenmiştir. Yazıya devam etmeden önce önemle belirtmekte fayda var:
Boşanma davası, uygulamada en sık görülen davalardan biri olmasına rağmen oldukça büyük bir hukuki zemine ve yargı kararı çeşitliliğine sahiptir. Boşanma davası açılmadan önce muhakkak detaylı bir ön hazırlık yapılmalıdır. Davanızda tamamen haklı olsanız bile davanın hatalı ya da eksik işlemlerle açılması bu hakkınızı kaybetmenize, hatta haksız duruma düşmenize sebep olabilir. Bu sebeple boşanma davası söz konusu olduğunda hak kaybına uğramamak ve davanızın haklılığını ispatlamak için bu alanda uzman bir avukat ile süreci yürütmenizi tavsiye ederiz.
Boşanma davasının nasıl açılacağı, boşanma davasının anlaşmalı mı çekişmeli mi olacağına göre değişmektedir ancak iki dava çeşidinde de dava Aile Mahkemesi’nde açılır. Boşanma isteminde bulunan taraflardan biri iki nüsha dava dilekçesi, varsa eklemek istediği belgeler ve nüfus cüzdan fotokopisini ekleyerek Aile Mahkemesi’nde dava açabilir. Dava dilekçesinde boşanma sebepleri ve bu sebeplerin nasıl ispat edileceği, varsa tanıkların adları ve soyadları ile adresleri, çeşitli kurumlarda olup da mahkemeden yazı yazılarak getirilmesi gereken belge veya kayıt varsa bunlara ilişkin açıklamalar bulunmalıdır.
Kaç tür boşanma davası vardır?
Hukukumuzda iki tür boşanma davası bulunmaktadır. Bunlar “Anlaşmalı Boşanma Davası” ve “Çekişmeli Boşanma Davası” olarak adlandırılmaktadır.
1) Anlaşmalı boşanma davası
Anlaşmalı boşanma davası, herhangi bir adliyede bulunan Aile Mahkemesinde açılabilir. Bu boşanma davası türünde yetkili mahkemenin belirlenmesi için tarafların ikametgâh adresinin bilinmesinin bir önemi bulunmamaktadır. Bu dava türünün en önemli unsuru anlaşmalı boşanma protokolüdür desek yanılmış olmayız. Başvurulan Aile Mahkemesi, boşanmak için başvuran tarafların hazırladığı protokolü esas alarak boşanma kararı verir. Anlaşmalı boşanma oldukça kolay bir boşanma türü olsa da tercih edilebilmesi için gerekli bazı şartlar bulunmaktadır. Anlaşmalı boşanmanın şartları:
- Evlilik birliği, nikâh gününden itibaren en az 1 (bir) yıl sürmüş olmalıdır.
Evlilik birliğinin nikah gününden itibaren en az bir yıl sürmüş olması durumu mahkemece kendiliğinden araştırılmaktadır. Eğer nikâh tarihi üzerinden bir sene geçmeden önce anlaşmalı boşanma davası açıldığı anlaşılırsa davanın kabulü mümkün olmayacaktır. Bu durumda davaya çekişmeli boşanma davası hükümlerine göre devam edilmelidir. Böyle bir durum gerçekleştiğinde de tarafların delilleri toplanacak ve tanıkları dinlenecektir. Toplanan deliller ve dinlenilen tanıklara göre boşanma kararı verilmesi mümkün olacaktır.
Bu durumun aksi olarak da -ileride anlatacağımız- çekişmeli boşanma davası olarak açılmış davalar, yargılamanın herhangi bir aşamasında tarafların anlaşması üzerine anlaşmalı boşanma davası olarak karara bağlanmalıdır. Önemle belirtmekte fayda var ki bu durumun gerçekleşebilmesi için açılan boşanma davasının birazdan sayacağımız özel sebeplerden birine dayanmaması gerekmektedir.
- Eşlerin davayı birlikte açması ya da birinin açtığı davayı diğerinin kabul etmesi gerekmektedir.
- Hâkimin, tarafları bizzat duruşmada dinlemesi ve boşanma konusunda açık iradelerini öğrenmesi gerekmektedir.
Anlaşmalı boşanma davasında, boşanmak isteyen taraflar kendilerini bir avukat ile temsil ettiriyor olsalar da davaya bizzat katılmaları ve iradelerinin boşanma yönünde olduğunu hâkime serbestçe beyan etmeleri gerekmektedir.
- Hâkim tarafından boşanma protokolünde bulunan maddi ve çocuklara ilişkin düzenlemelerin uygun bulunması gerekmektedir.
Bu şartta maddi düzenlemeden kasıt tazminat, nafaka gibi konular; çocuklara ilişkin düzenlemelerden kasıt ise velayet durumudur. Hâkim gerekli gördüğü durumda bu düzenlemelerde değişiklik yapma hakkına sahiptir çünkü özellikle çocuğun velayeti konusu kamu düzenidir ve boşanma durumunda çocuğun üstün yararı gözetilmelidir. Bu değişiklikler taraflarca da onaylanırsa başka bir delile gerek kalmaksızın tarafların boşanmasına karar verilecektir.
2) Çekişmeli boşanma davası
Çekişmeli boşanma davası, taraflar arasında boşanmaya esas teşkil eden olayların anlaşmalı olmadığı davalardır. Anlaşmalı boşanma davası dışındaki tüm boşanma davalarını bu başlıkta toplamak yanlış olmayacaktır. Çekişmeli boşanma davası Türk Medeni Kanunu madde 161 – 166 arasında düzenlenmiş olan genel ve özel boşanma sebeplerine dayanılarak açılabilir.
Çekişmeli boşanma davasında genel boşanma sebepleri:
Genel boşanma sebepleri sınırsız sayıdadır. Örneğin, şiddetli geçimsizlik, tehdit, hakaret, güven sarsıcı davranış, cinsel ilişkiden kaçınma, fikir uyuşmazlığı sebebiyle sürekli tartışma, doğal olmayan yollardan cinsel ilişkiye zorlama, eşin aile bireylerine kötü davranma, evlilik yükümlülüklerine yerine getirmeme, sürekli olarak telefon veya bilgisayar ile ilgilenip eşi ihmal etme gibi evlilik birliğini temelden sarsan her somut olayda, olaya özgü olarak değerlendirilmesi gereken birçok sebep “genel boşanma sebepleri” arasında sayılabilir. Bu sebepler sınırsız sayıda genişletilebilir. Bu sebeple boşanma davasının başlangıcından bitimine bu alanda uzman bir avukat ile süreci yönetmeniz sizin için daha iyi olacaktır.
Çekişmeli boşanma davasında özel boşanma sebepleri:
Özel boşanma sebepleri Türk Medeni Kanunu’nda boşanma sebepleri genel boşanma sebeplerinin aksine sınırlı sayıda düzenlenmiştir. Sebepler başka bir yazıda detaylıca anlatılacaktır.
- Zina (Aldatma) Nedeniyle Boşanma (TMK. M. 161)
- Hayata Kast, Pek Kötü Muamele ve Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma (TMK. M. 162)
- Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle Boşanma (TMK. M. 163)
- Terk Nedeniyle Boşanma (TMK. M. 164)
- Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma (TMK. M. 165)
Zina ve Aldatma Nedeniyle Boşanma
Zina nedeniyle boşanma, kişinin aldatılmasına dayalı boşanma sebebidir. Zina, birbirlerine sadakat yükümlülüğü bulunan eşlerden birinin bir başka kişi ile cinsel ilişkide bulunması anlamına gelmektedir. Bu durum sonucunda diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin, boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak 6 AY ve her durumda zina eyleminin üzerinden 5 YIL geçmesiyle dava hakkı düşer. Bu noktada önemle belirtmek gerekir ki “ZİNA EYLEMİNİ AFFEDEN EŞİN, DAVA HAKKI YOKTUR.”
Hayata Kast, Pek Kötü Muamele ve Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma
Bu çekişmeli boşanma davası türünde eşlerden biri tarafından diğerinin hayatına kastedilmesi, kendisine pek kötü davranılması veya ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması söz konusudur. Eşlerden biri bu nedenlerin varlığı halinde özel bir sebebe dayanarak çekişmeli boşanma davası açabilecektir. Davaya hakkı olan eşin, boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak 6 AY ve her durumda boşanma sebebinin varlığından itibaren 5 YIL geçmesiyle dava hakkı düşer. Bu noktada önemle belirtmek gerekir ki “BOŞANMAYA SEBEP TEŞKİL EDEN EYLEMİ AFFEDEN EŞİN, DAVA HAKKI YOKTUR.”
Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle Boşanma
Evlilik birliği içerisinde her eş, evli olduğu diğer eşin toplum tarafından iyi bilinmesini ve saygın olmasını isteyebilir. Bu sebeple eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürerse diğer eşin onunla birlikte yaşamak istememesi oldukça normaldir ve kendisinden bu beklenemez. Bu durumda eş, her zaman bu sebeplere dayanarak boşanma davası açabilir.
Terk Nedeniyle Boşanma
Evlilik birliği içerisinde her eş, evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirmeyi kabul etmektedir. Eşlerden biri, bu birlikten doğan yükümlülüklerine yerine getirmemek için diğer eşi derke ederse ya da haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmezse bu boşanma nedeni doğacaktır. Tabii bu nedenin doğması için belirli şartlar mevcuttur. TERK, EN AZ 6 AY SÜRMÜŞ ve terk durumu devam etmekte olup, istem üzerine HAKİM TARAFINDAN YAPILAN İHTAR SONUÇSUZ KALMIŞ olmalıdır. Belirtmekte fayda var ki eşini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmadığı halde eşin ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.
Burada bahsi geçen ihtarın da usulüne uygun olarak yapılmış olması gerekmektedir. Şöyle ki, dava hakkı olan eşin istemi üzerine hakim, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe 2 AY içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmediği takdirde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. İHTAR, GEREKTİĞİNDE İLAN YOLUYLA YAPILIR. Boşanma davası açmak için belirli sürenin DÖRDÜNCÜ AYI bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra İKİ AY geçmedikçe dava açılamaz.
Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma
Eşlerden biri akıl hastası olup da diğer eş için ortak hayat çekilmez hale gelirse ve HASTALIĞIN GEÇME İHTİMALİ OLMADIĞI RESMİ SAĞLIK KURULU RAPORU İLE TESPİT EDİLİRSE, akıl hastalığı olmayan eş bu sebebe dayanarak boşanma davası açabilir.
Boşanma davası nerede açılır? Görevli ve yetkili mahkeme hangisidir?
Yukarıda da bahsetmiş olduğum gibi boşanma davası Aile Mahkemesi’nde açılır. Aile Mahkemesi, Türk Medeni Kanunu’nun 184. Maddesi uyarınca genel hükümlere göre yargılama yapar. Mahkemeler dışında meydana gelen boşanma hukuken bağlayıcı değildir.
Anlaşmalı Boşanma Davası herhangi bir adliyenin Aile Mahkemesi’nde açılabilir. Taraflardan biri, tarafların yerleşim yerleri neresi olursa olsun istediği bir adliyenin Aile Mahkemesi’ne başvuru yaparak anlaşmalı boşanma davası açabilir.
Çekişmeli Boşanma Davası söz konusu olduğunda ise birtakım yetki kuralları karşımıza çıkar. Çekişmeli boşanma davası, anlaşmalı boşanma davasına göre daha uzun sürmesi ve çeşitli iddiaların ispatının gerekmesi gibi sebepler bulunduğu için takdir edersiniz ki bazı yetki kurallarının olması normaldir. Çekişmeli boşanma davası:
- Davacı tarafın yerleşim yeri Aile Mahkemesi’nde,
- Davalı tarafın yerleşim yeri Aile Mahkemesi’nde,
- Boşanmak isteyen tarafların son 6 aydan itibaren ikamet ettikleri yerdeki Aile Mahkemesi’nde açılabilir.
Boşanma davasında ispat nasıl yapılır ve deliller nelerdir?
Boşanma davasında dava dilekçesinde de bulunan, boşanmaya sebep olarak gösterilen olaylar ve olgular ispatlanmalıdır. Bu olayların ispatında olayın mahiyetine göre çeşitli delillere başvurulabilir. Bu deliller şunlardır:
- Tanık ifadeleri
- Telefon görüşmesi kayıtları, mesajlar (SMS ve çeşitli uygulamalardaki mesajlaşmalar), Whatsapp konuşmaları
- Usulüne uygun olarak alınmış ses veya görüntü kayıtları
- Sosyal medya gönderileri, paylaşımları veya hikayeleri
- Seyahat, tatil rezervasyonları veya biletleri
- Güvenlik kamerası kayıtları (Zina sebebine dayanılan davalarda sıklıkla tercih ediliyor.)
- Banka kayıtları, kredi kartı ekstreleri
- Varsa açılmış bir ceza davasının dosyası
Bu delillere ek olarak zina sebebine dayanılarak açılan davalarda Yargıtay’ın kabul ettiği ve yerleşik olan bazı durumlar da mevcuttur. Bunlar:
- Kadın ve erkeğin yalnızken ortak konuta karşı cinsten birini alması zinanın varlığına işaret eder.
- Eşlerden birinin karşı cinsten biriyle sürekli ve düzenli bir şekilde gece-gündüz telefondan ya da başka bir uygulamada görüşmesi veya mesajlaşması zinanın varlığı şüphesini güçlendirir
- Eşlerden birinin evlilik birliği içinde eşi dışında bir kişiden çocuk sahibi olması zinayı ispatlar.
Boşanma davası ne kadar sürer?
Anlaşmalı boşanma davası tek celsede sona erer. Davanın karara bağlanması da 1 – 4 AY arası sürmektedir.
Çekişmeli boşanma davalarında davanın mahiyetine göre süresi de uzayıp kısalabilir. Usulüne uygun tebligat yapılması, ön inceleme duruşması, inceleme duruşmaları, karar duruşması gibi birçok aşamadan oluşmaktadır. Bunların dışında davada iddiaların ispatı için dinletilecek tanık sayısı, tanıkların ikamet ettikleri yer, duruşmaya katılıp katılmamaları, varsa çeşitli kurumlardan istenen evrakların gelme süreleri ve tarafların diğer araştırma talepleri dava süresini etkileyecektir. Çoğunlukla tecrübe edilen davalardaki ortalama süre 1 – 4 YIL arasındadır.
Boşanma davasında tarafların duruşmaya katılması gerekir mi?
Kural olarak tarafların vekalet verdiği bir avukat varsa, duruşmalara katılmaları gerekmez ancak anlaşmalı boşanma davasında kısa sürede boşanmak istiyorlarsa iki tarafın da duruşmada hazır olması şarttır. Hakim iki tarafı da dinleyerek boşanma talebinin özgür iradeye dayalı olup olmadığını kontrol etmelidir.
Çekişmeli boşanma davasında tarafların duruşmaya bizzat katılması gerekmez. Vekalet verdikleri bir avukat varsa dava süresince iddiaları dilekçeler ile ileri sürüp delillerini hakim önünde tartışacaktır. Tarafları temsilen avukatları beyanda bulunabilir ve çeşitli delilleri ileri sürebilir.
Önemle belirtmek gerekir ki bu süreçte deneyimli bir avukattan hukuki destek alınmadığı takdirde tarafların gerek dilekçelerini gerek delillerini kendi ileri sürmesi ve duruşma aşamasında yargılamaya bizzat katılması ve kendini savunması gerekecektir. Bir avukattan hukuki destek almayan davalı ve davacı duruşmaya katılmadığı takdirde, katılmayan davacı ise açmış olduğu boşanma davası müracaata bırakılır. Bu da davanın 3 ay içinde yenileninceye kadar işlemden kaldırılması demektir. Dava 3 ay içinde yenilendiği takdirde kaldığı yerden devam eder fakat 3 ay içinde yenilenmezse açılmamış kabul edilir. Duruşmaya katılmayan taraf davalı ise dava kendisinin yokluğunda görülmeye devam edilir ancak davalı, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz hakkını kaybeder.
Boşanma davasında mal paylaşımı nasıl olur?
Boşanma davalarında mal paylaşımının nasıl olacağı çoğunlukla çekişmeli boşanma davalarında farklılık göstermektedir. Anlaşmalı boşanma davasında eşler mallarını istedikleri gibi paylaşabilirler. Çekişmeli boşanma davalarında ise mal paylaşımı, eşlerin bağlı olduğu mal paylaşım rejimindeki hükümlere göre yapılmaktadır. Eğer eşler herhangi bir mal paylaşım rejimi tercih etmemişse Türk Medeni Kanunu’nun kabul ettiği kanuni mal paylaşım rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimi doğrultusunda mal paylaşımı gerçekleştirilecektir.
Boşanma davasında velayet nasıl düzenlenir?
Boşanma davası sırasında sıklıkla sorulan sorulardan biri de ortak çocuğun velayetinin kime verileceğidir. Velayet ortak çocuğun/çocukların bakımı, öğrenimi, eğitimi, korunması, temsilidir. Bununla birlikte velayet altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetki ve yükümlülükleri de bu kapsam içindedir. Boşanma davalarında çocuğun velayetinin hangi eşe verileceği hususunda en önemli ölçüt çocuğun üstün yararıdır. Bu üstün yarar gözetilerek boşanma davasında velayet, eşe verilir. Mahkeme, kendisine velayet verilmeyen eşin de çocukla belirli aralıklara kişisel ilişki kurmasına izin verir. Velayet durumu düzenlenirken belirli bir yaşın üstündeki çocuklar için çoğun dinlenilmesi ve bu konudaki görüşü sorulmalıdır. Uygulamada çocuğun bu durumu idrak edebileceği yaş 8 ve üstü olarak kabul edilmektedir. Bu şartlara uyan çocukların görüşü alınmadan velayet durumunun düzenlenmesi mümkün olmamaktadır.
Boşanma davasında nafaka nasıl belirlenir?
Boşanma davası açan ya da kendisine boşanma davası açılan eşlerin belki en çok sorduğu sorulardan biri de nafaka üstünedir. Nafaka konusuyla ilgili başka bir yazımda detaylı bilgi verecek olmama rağmen bu yazıda da kısaca bahsetmek istiyorum.
Boşanma davasında, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf, daha ağır kusurlu olmamak, şartıyla geçimini sürdürmek için diğer taraftan maddi gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. İstenen bu nafakaya yoksulluk nafakası denilmektedir. Nafaka yükümlüsünün bu noktada kusuru aranmaz.
Yoksulluk nafakası dışında bir de iştirak nafakası denilen ve velayeti kendisine verilmeyen eş aleyhine, ergin olmayan çocuk lehine hâkim tarafından, talep olmaksızın hükmedilen nafaka bulunmaktadır. İştirak nafakasında eşlerin kusur durumlarının herhangi bir önemi bulunmamaktadır. İştirak nafakasında amaçlanan, velayette de olduğu gibi çocuğun yararıdır. Bu nafakada ergin olmayan çocuğun barınma, eğitim, sağlık vb. giderlerine velayeti olmayan eşin de katılması sağlanır.
Bir de boşanma davası açılmadan önce veya açıldıktan sonra geçimini sağlamak üzere eşin veya ergin olmayan çocuğun talep ettiği, tedbir amaçlı verilen nafaka vardır. Bu nafakaya da tedbir nafakası denmektedir.
Nafaka taleplerine ilişkin dava hakları, boşanmanın kesinleşmesinin üzerinden BİR YIL geçmesiyle zamanaşımına uğrar.